15 Nisan 2007 Pazar

Ön bilgi

Biliyorum Flora henüz 7 yaşında ve blogger 13 yaşından küçüklere izin vermiyor. Biliyorum internet hiç de tekin bir yer değil, bırakın gençleri 7 yaşındaki bir ilkokul öğrencisi için hiç mi hiç değil. Biliyorum dünyanın türlü türlü hali var. Biliyorum çocukları mümkün olduğu kadar internetten uzak tutmak lazım. Şimdi bu durumda içinizde, aklı başında bir insanın -ebeveynin- nasıl olup da böyle birşey yapabildiğini düşünenleriniz çıkabilir.
Ama izin verirseniz açıklayabilirim, sebeplerim var: Bu blog meselesi dün akşam, Flora yeni aldığı defterine "Sihirli Top" öyküsündeki 'köprüye' kelimesini elindeki kalemle bastırarak daha koyu renkle yazmaya çalışırken aklıma geldi. Kağıt ve kalemle 'bold' yapmaya çalışıyordu resmen, sebebi de öyküye heyecan katacağını düşündüğü içinmiş. Sordum böyle dedi. Sanırım günümüz çocukları doğarken yanlarında da hazır bir teknoloji dosyası getiriyorlar, bilgilerin çoğu zaten onlarda içgüdü olarak mevcut, sadece nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Blog fikri böylece kafama girmiş oldu. Sonra üzerine bir gece düşündüm -beni tanısaydınız bu bir gecenin bile karar vermek için yeterince uzun bir zaman olduğunu bilebilirdiniz, hemen küçümsemeyiniz 1 gece dememi:)- dedim ki neden olmasın, en azından bir deneyelim.

Dediğim gibi şuursuz değilim, kendimce sebeplerim var;
  • Bir blog'a - internette bir yerlere- yazı yazma fikri onu çok heyecanlandırdı. Başkalarının da onu okuyabileceğini, üstelik de yorum bile bırakabileceğini duyduğunda 8 takla attı. Zaten bu noktadan sonra vazgeçmem çok zordu:)
  • Bunun televizyon seyretmek ya da bilgisayarda oyun oynamaktan daha faydalı bir aktivite olduğunu düşünüyorum. Kontrol edildiği sürece tabii. Blogu ben açtım, yazı yazarken hep yanında olacağım ve birlikte yayınlayacağız. Tek başına olmayacak hiç. (Hani olur da merak edenleriniz olursa diye.) Sorduğu sorular dışında yazdıklarına müdahele etmeyi ya da yanlışlarını düzeltmeyi düşünmüyorum. Daha sonradan yorum yazarak düzeltebilirim belki, hatta belki siz varken bunu benim yapmama bile gerek kalmaz zamanla:) Yazı ilk yazıldığı şekliyle kalsın istiyorum, yani en güzel şekliyle...
  • Yazdıklarını toparlayamıyorum artık, her biri başka başka kağıtlarda ve defterlerde oraya buraya buraya saçılmış olarak duruyor, çoğunu da beğenmeyip yırtıyor. Biriktirmeye kalktım, elimde şimdiden 8 ayrı defter, 4 bloknot ve binlerce kağıt var - biraz abartıyorum kabul ama sadece biraz-. İşte şimdi burada bunları derli toplu bir şekilde tutmak mümkün. Silmesini engellemek de mümkün; çünkü genellikle yazısını beğenmediği için siliyor ya da yırtıyor o yazdıklarını.
  • İlerisi için güzel bir anı olacağını düşünüyorum.
  • Hayır, ona bunu zorla yaptırıp kendi yazar olma hayallerimi onun üzerinden gerçekleştirmeye çalışmıyorum:) İsterseniz ona da sorabilirsiniz. (Kendimin de yazar olacağı hayalinden hala vazgeçmiş değilim üstelik -bkz. ön bilgi ne kadar uzadı...)

Bir de eğer olur da yorum bırakmak isterseniz ve de blogger'sanız lütfen blogger isminizle değil de -çünkü daha link'leri anlatmadım, uzun bir süre daha da anlatmayı düşünmüyorum:), sizi tanıyıp bilebileceği bir isimle yorum bırakın.

Artık ben aradan çekiliyorum,

:)

Flora'nın annesi...

Hiç yorum yok: