30 Nisan 2007 Pazartesi

herşeyini kaybeten annem

Bu sabah annem çantasına baktı aaaaaaaaaaaaa!10 ytlsi yok aaaaaaaaaaaaaaaaa napçaz şimdi ara ara yok sonunda bulduk.Sonra çantasını kontrol ediyor şimdi nekayboldu ne kaybolcak tabiki de telefonu ay onuda neyseki bulduk.Sonra tamkapı dan çıkıcaz annemin beslenme çantası yok mutfağa baktık yok salona baktık yok yatak odasına baktık ne görelim annemin beslembe çantası.Sonra hele şükür kapı dan çıkıcaz anahtar yok annem bu sefer sinirlendi aaaaaaaaa! Yeter ama salona baktık masanın üstünde aldık hele şükrü çıktık.

26 Nisan 2007 Perşembe

sihirli Erg

Çook eskiden dünyaya güzeller güzeli bir kız çocuğu dünyaya gelmiş.Bu kız git gide büyüyor muş büyüdükçe saçları sap sarı Rapunzel gibi uzunmuş ve yanaklarıda kıpkırmızıymış ve bu kızın acayip bir gücü varmış ne istese anıda yanında beliri veriyormuş ve bütün erkekler kıza deliler gibi aşıkmış ve bu kızın adı Erg miş vede acayip güzelmiş sonra kızı ilk önce Prens istemeye gelmiş. Anneyle baba düşünmeye başlamiş tamam vercez demiş ama birşartla ona çok iyi bakcaksınız eyer biyerinde birçizik görürsem kızı alırım demiş kabületmişler ve düyünleri olmuş ve bundan sonra mutlu yaşamışlar.

22 Nisan 2007 Pazar

dün bugün yarın

Dün annem bana şamatalı köyün çocuklarını aldı şuanda kırk iki.sayfadayım. Ve annanemede bir kitap aldı o da altmış dört.sayfada yani benden önde. Ha sihirli Erg'i mi merak ediyosunuz onu yarın yazarım.
Yarın yirmi üç nisan ya yani bizim gösterimiz var. İki tane rolüm var yani ikisinde de anne yim ve dansımız da var ve ben üç.sıradayım ve en öndeyim dansımız tam olarak yedi kişi.
Dün hastaydım ve bugün ileştim ve babamla dışarıya çıkcam çok heyecanlıyım.

19 Nisan 2007 Perşembe

canım günlük

Niye Dünya var bakalım bunu kim bilecek neden mi?Çünkü bunu merak ediyorum.Yaşamasaydık ne olurdu ki?Hiçbirşey olmasaydı yani Dünya olmasaydı.

18 Nisan 2007 Çarşamba

bilmece

Bugün en güzel bilmeceler aldık annem ve annaneme sordum ençok annem bildi.Bitanede size sorayım arılar hangi kovana bal yapmaz?

16 Nisan 2007 Pazartesi

parmak kız ve ailesi

Uzun yıllar önce küçük bir parmak kız varmış. Bu parmak kızın bide ailesi varmış.Ama bu aile çok fakirmiş.Onun için çok çalışıyorlarmış ve çok da para kazanıyorlarmış.Bir gün parmak kızı kaçırmışlar.Bütün aile çok telaşlanmış onu aramaya başlamışlar.O sırada parmak kızda hırsızlara yalvarıyormuş.Nolur beni bırakın ben size ne yaptım?Hırsızlar da ha ha ha ha diye gülmeye başlamışlar.Sen bize ne mi yaptın.Sen bizim paramızı çaldın demişler.Parmak kız da bu iş nasıl olabilir demiş.Hırsızlarda para kazana kazana bizim paramızı çaldın demişler.Ofisin sayibi varya o size ben bu paraları milli piyan go dan aldım diyor ya yalan söylüyor aslında o paraları bizden çalıyor demiş.A pardon ben bu paraların sizin olduğunu bilmiyordum demiş.Sonra parmak kız parayı vermiş mtlu mesut yaşamışlar.
SON

15 Nisan 2007 Pazar

sihirli top

Çok eskiden ailesini kaybetmiş küçü bir kız çoçuğu vardı.
Bahçede oynuyordu. Birden top kendi,kedine zıplamaya başladı.Kız onu izlemeye başladı.
sonra top köprüye geldi.Sonra kız çoçuğunun ordan geçmesi gerekiyodu.Yoksa çukura düşecekti.Ama kız geçip geçmeyeceğini henüz bilmiyordu.Ama son kararını verdi geçecekti. Yavaşça ilerledi ve geçmeyi başardı.
Sonra topu izledi vebirden ailesini gördü ve topa teşekür etti ve topu bida yanından ayırmadı.
Son

canım günlüğüm

İlk kez bilgisayarda bir günlüğüm oldu. İlk kez bilgisiyarımda günlüğüme birşey yazacağım.Çok heycanlıyım.Sırada size anlatcaklarım ben yedi yaşındayım.İlköğretim1. sınıfa gidiyorum. Öykülerimi yazmak istiyorum.
Baybay.

Ön bilgi

Biliyorum Flora henüz 7 yaşında ve blogger 13 yaşından küçüklere izin vermiyor. Biliyorum internet hiç de tekin bir yer değil, bırakın gençleri 7 yaşındaki bir ilkokul öğrencisi için hiç mi hiç değil. Biliyorum dünyanın türlü türlü hali var. Biliyorum çocukları mümkün olduğu kadar internetten uzak tutmak lazım. Şimdi bu durumda içinizde, aklı başında bir insanın -ebeveynin- nasıl olup da böyle birşey yapabildiğini düşünenleriniz çıkabilir.
Ama izin verirseniz açıklayabilirim, sebeplerim var: Bu blog meselesi dün akşam, Flora yeni aldığı defterine "Sihirli Top" öyküsündeki 'köprüye' kelimesini elindeki kalemle bastırarak daha koyu renkle yazmaya çalışırken aklıma geldi. Kağıt ve kalemle 'bold' yapmaya çalışıyordu resmen, sebebi de öyküye heyecan katacağını düşündüğü içinmiş. Sordum böyle dedi. Sanırım günümüz çocukları doğarken yanlarında da hazır bir teknoloji dosyası getiriyorlar, bilgilerin çoğu zaten onlarda içgüdü olarak mevcut, sadece nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Blog fikri böylece kafama girmiş oldu. Sonra üzerine bir gece düşündüm -beni tanısaydınız bu bir gecenin bile karar vermek için yeterince uzun bir zaman olduğunu bilebilirdiniz, hemen küçümsemeyiniz 1 gece dememi:)- dedim ki neden olmasın, en azından bir deneyelim.

Dediğim gibi şuursuz değilim, kendimce sebeplerim var;
  • Bir blog'a - internette bir yerlere- yazı yazma fikri onu çok heyecanlandırdı. Başkalarının da onu okuyabileceğini, üstelik de yorum bile bırakabileceğini duyduğunda 8 takla attı. Zaten bu noktadan sonra vazgeçmem çok zordu:)
  • Bunun televizyon seyretmek ya da bilgisayarda oyun oynamaktan daha faydalı bir aktivite olduğunu düşünüyorum. Kontrol edildiği sürece tabii. Blogu ben açtım, yazı yazarken hep yanında olacağım ve birlikte yayınlayacağız. Tek başına olmayacak hiç. (Hani olur da merak edenleriniz olursa diye.) Sorduğu sorular dışında yazdıklarına müdahele etmeyi ya da yanlışlarını düzeltmeyi düşünmüyorum. Daha sonradan yorum yazarak düzeltebilirim belki, hatta belki siz varken bunu benim yapmama bile gerek kalmaz zamanla:) Yazı ilk yazıldığı şekliyle kalsın istiyorum, yani en güzel şekliyle...
  • Yazdıklarını toparlayamıyorum artık, her biri başka başka kağıtlarda ve defterlerde oraya buraya buraya saçılmış olarak duruyor, çoğunu da beğenmeyip yırtıyor. Biriktirmeye kalktım, elimde şimdiden 8 ayrı defter, 4 bloknot ve binlerce kağıt var - biraz abartıyorum kabul ama sadece biraz-. İşte şimdi burada bunları derli toplu bir şekilde tutmak mümkün. Silmesini engellemek de mümkün; çünkü genellikle yazısını beğenmediği için siliyor ya da yırtıyor o yazdıklarını.
  • İlerisi için güzel bir anı olacağını düşünüyorum.
  • Hayır, ona bunu zorla yaptırıp kendi yazar olma hayallerimi onun üzerinden gerçekleştirmeye çalışmıyorum:) İsterseniz ona da sorabilirsiniz. (Kendimin de yazar olacağı hayalinden hala vazgeçmiş değilim üstelik -bkz. ön bilgi ne kadar uzadı...)

Bir de eğer olur da yorum bırakmak isterseniz ve de blogger'sanız lütfen blogger isminizle değil de -çünkü daha link'leri anlatmadım, uzun bir süre daha da anlatmayı düşünmüyorum:), sizi tanıyıp bilebileceği bir isimle yorum bırakın.

Artık ben aradan çekiliyorum,

:)

Flora'nın annesi...