Bir deyince hazırlan Birde para ödedik
İki deyince hızlan İkide canbazı izledik
Kendini iyi kolla Üç deyince hazırdık
At sırtıma düş yola Dörtte yola çıktık
31 Aralık 2007 Pazartesi
YENİ YIL
Biz çocuklar
İsteriz armağan
Siz büyükler
İstersiniz mutluluk
Yeni yıl geldi dostum
Senin haberin yok
Çocuklara armağan
Büyüklere mutluluk
İsteriz armağan
Siz büyükler
İstersiniz mutluluk
Yeni yıl geldi dostum
Senin haberin yok
Çocuklara armağan
Büyüklere mutluluk
7 Ekim 2007 Pazar
vicudum
Sizlere bir şey diycem, vicudum hakında. Mesela hormonlarımı karınca gipi hissediyorum.
Mesela karıncalar direksiyon çeviriyolarda büyüyorum.Ve kalbime de bir karınca bakıyor.
Ve BEYNİM DE patron .Beynim bütün karıncaları yönetiyor sanki.İşte böyle.
Mesela karıncalar direksiyon çeviriyolarda büyüyorum.Ve kalbime de bir karınca bakıyor.
Ve BEYNİM DE patron .Beynim bütün karıncaları yönetiyor sanki.İşte böyle.
17 Haziran 2007 Pazar
10 Haziran 2007 Pazar
4 Haziran 2007 Pazartesi
tekila
benim köpeğimin adı tekila. çok şımarıkve tatlı, çok da obur .yani herşeyi yer. peki sizin hayvanınız var mı? eyer yoksa almalısınız nedeni çooooooooooo0k tatlılar korkuyorsanız kuş alın o hiçbirşey yapmaz eyer onuda almassanız küserim niye mi? çünkü çooooooooooook tatlılar hele hele köpekler.
3 Haziran 2007 Pazar
kırmızı başlıklı kız
bir varmış bir yokmuş, kırmızı başlıklı kız adında güzel bır kız varmış. bu kızın annanesi hastalanmış ve annanesi yanlız yaşıyormuş, kırmızı başlıklı kız da annanesine yemek götürmek üzere yola çıkmış. annesi yolda kimseyle konuşma diye tembihlemiş. kırmızı başlıklı kız yola çıkmış, yolda mis gibi çiçekler kokuyormuş. kırmızı başlıklı kız annanesine çiçek toplarken çalıların arasında vahşi bir kurt onu gözetliyormuş. kırmızı başlıklı kız ayağa kalkmış kim var orda diye korkuyla bağırmiş. kurt aniden çıkıvermiş, kırmızı başlıklı kız sen kimsin demiş kurt ben iyi kalpli bir kurtum demiş. sen burada ne yapıyorsun demiş kurt.annanem hastalandı ona yemek götürüyorum demiş kız. kurt aniden koşarak annanesinin evine ilk önce ben varmalıyım diye içinden geçirmiş . kurt annanesinin evine varmiş kapıyı tıklatmış, yaşlı kadın kim ooooo diye bağırmış kurt kırmızı başlıklı kızın taklitini yapmış benim annane sana yemek getirdim demiş. yaşlı kadın kolu çevir demiş kurt aniden içeri girmiş. ve yaşlı kadını bir lokmada yiği vermiş.sonra annanesinin kılığına girmiş yatakta yatıyordu. sonunda kırmızı başlıklı kız da geldi . kapıyı tıklattı kurt kim ooooo diye bağırdı benim annane kırmızı başlıklı kız kolu çevir dedi kurt sesini incelterek kırmızı başlıklı kız içeri girdi annane senin ellerin ne kadar büyük dedi seni daha iyi kucaklamak için dedi kurt peki ağzın neden bu kadar büyük dedi seni daha iyi yiyebilmek için kurt kırmızı başlıklı kızı kovalıyor kırmızı başlıklı kızda kaçıyordu.sonra kırmızı başlıklı kızı yakalayıp bir lokmada yedi. sonra derin bir uykuya daldı. oradan geçen bir avcı kurtu gördü heme vurup kırmızı başlıklı kızı ve annanesini çıkardı. annesini yolda gördü ve bütün bu olanları annesine anlattı.
31 Mayıs 2007 Perşembe
yaramaz sayılar
bir iki üç dört Ayşe kapıyı ört
beş altı yedi sekiz çörekleri biz yeriz
bir iki üç dört beş uyandırdı beni Güneş
altı yedi sekiz dokuz on giydim sarı pantolon.
beş altı yedi sekiz çörekleri biz yeriz
bir iki üç dört beş uyandırdı beni Güneş
altı yedi sekiz dokuz on giydim sarı pantolon.
sayıları sayalım
bir ile iki sayılarla ilgili
üç ile dört üşümesin ört
beş ile altı bol kahvaltı
yediyle sekis çetin ceviz
dokuzla on şimdilik son
üç ile dört üşümesin ört
beş ile altı bol kahvaltı
yediyle sekis çetin ceviz
dokuzla on şimdilik son
30 Nisan 2007 Pazartesi
herşeyini kaybeten annem
Bu sabah annem çantasına baktı aaaaaaaaaaaaa!10 ytlsi yok aaaaaaaaaaaaaaaaa napçaz şimdi ara ara yok sonunda bulduk.Sonra çantasını kontrol ediyor şimdi nekayboldu ne kaybolcak tabiki de telefonu ay onuda neyseki bulduk.Sonra tamkapı dan çıkıcaz annemin beslenme çantası yok mutfağa baktık yok salona baktık yok yatak odasına baktık ne görelim annemin beslembe çantası.Sonra hele şükür kapı dan çıkıcaz anahtar yok annem bu sefer sinirlendi aaaaaaaaa! Yeter ama salona baktık masanın üstünde aldık hele şükrü çıktık.
26 Nisan 2007 Perşembe
sihirli Erg
Çook eskiden dünyaya güzeller güzeli bir kız çocuğu dünyaya gelmiş.Bu kız git gide büyüyor muş büyüdükçe saçları sap sarı Rapunzel gibi uzunmuş ve yanaklarıda kıpkırmızıymış ve bu kızın acayip bir gücü varmış ne istese anıda yanında beliri veriyormuş ve bütün erkekler kıza deliler gibi aşıkmış ve bu kızın adı Erg miş vede acayip güzelmiş sonra kızı ilk önce Prens istemeye gelmiş. Anneyle baba düşünmeye başlamiş tamam vercez demiş ama birşartla ona çok iyi bakcaksınız eyer biyerinde birçizik görürsem kızı alırım demiş kabületmişler ve düyünleri olmuş ve bundan sonra mutlu yaşamışlar.
22 Nisan 2007 Pazar
dün bugün yarın
Dün annem bana şamatalı köyün çocuklarını aldı şuanda kırk iki.sayfadayım. Ve annanemede bir kitap aldı o da altmış dört.sayfada yani benden önde. Ha sihirli Erg'i mi merak ediyosunuz onu yarın yazarım.
Yarın yirmi üç nisan ya yani bizim gösterimiz var. İki tane rolüm var yani ikisinde de anne yim ve dansımız da var ve ben üç.sıradayım ve en öndeyim dansımız tam olarak yedi kişi.
Dün hastaydım ve bugün ileştim ve babamla dışarıya çıkcam çok heyecanlıyım.
Yarın yirmi üç nisan ya yani bizim gösterimiz var. İki tane rolüm var yani ikisinde de anne yim ve dansımız da var ve ben üç.sıradayım ve en öndeyim dansımız tam olarak yedi kişi.
Dün hastaydım ve bugün ileştim ve babamla dışarıya çıkcam çok heyecanlıyım.
19 Nisan 2007 Perşembe
canım günlük
Niye Dünya var bakalım bunu kim bilecek neden mi?Çünkü bunu merak ediyorum.Yaşamasaydık ne olurdu ki?Hiçbirşey olmasaydı yani Dünya olmasaydı.
18 Nisan 2007 Çarşamba
16 Nisan 2007 Pazartesi
parmak kız ve ailesi
Uzun yıllar önce küçük bir parmak kız varmış. Bu parmak kızın bide ailesi varmış.Ama bu aile çok fakirmiş.Onun için çok çalışıyorlarmış ve çok da para kazanıyorlarmış.Bir gün parmak kızı kaçırmışlar.Bütün aile çok telaşlanmış onu aramaya başlamışlar.O sırada parmak kızda hırsızlara yalvarıyormuş.Nolur beni bırakın ben size ne yaptım?Hırsızlar da ha ha ha ha diye gülmeye başlamışlar.Sen bize ne mi yaptın.Sen bizim paramızı çaldın demişler.Parmak kız da bu iş nasıl olabilir demiş.Hırsızlarda para kazana kazana bizim paramızı çaldın demişler.Ofisin sayibi varya o size ben bu paraları milli piyan go dan aldım diyor ya yalan söylüyor aslında o paraları bizden çalıyor demiş.A pardon ben bu paraların sizin olduğunu bilmiyordum demiş.Sonra parmak kız parayı vermiş mtlu mesut yaşamışlar.
SON
SON
15 Nisan 2007 Pazar
sihirli top
Çok eskiden ailesini kaybetmiş küçü bir kız çoçuğu vardı.
Bahçede oynuyordu. Birden top kendi,kedine zıplamaya başladı.Kız onu izlemeye başladı.
sonra top köprüye geldi.Sonra kız çoçuğunun ordan geçmesi gerekiyodu.Yoksa çukura düşecekti.Ama kız geçip geçmeyeceğini henüz bilmiyordu.Ama son kararını verdi geçecekti. Yavaşça ilerledi ve geçmeyi başardı.
Sonra topu izledi vebirden ailesini gördü ve topa teşekür etti ve topu bida yanından ayırmadı.
Son
Bahçede oynuyordu. Birden top kendi,kedine zıplamaya başladı.Kız onu izlemeye başladı.
sonra top köprüye geldi.Sonra kız çoçuğunun ordan geçmesi gerekiyodu.Yoksa çukura düşecekti.Ama kız geçip geçmeyeceğini henüz bilmiyordu.Ama son kararını verdi geçecekti. Yavaşça ilerledi ve geçmeyi başardı.
Sonra topu izledi vebirden ailesini gördü ve topa teşekür etti ve topu bida yanından ayırmadı.
Son
canım günlüğüm
İlk kez bilgisayarda bir günlüğüm oldu. İlk kez bilgisiyarımda günlüğüme birşey yazacağım.Çok heycanlıyım.Sırada size anlatcaklarım ben yedi yaşındayım.İlköğretim1. sınıfa gidiyorum. Öykülerimi yazmak istiyorum.
Baybay.
Baybay.
Ön bilgi
Biliyorum Flora henüz 7 yaşında ve blogger 13 yaşından küçüklere izin vermiyor. Biliyorum internet hiç de tekin bir yer değil, bırakın gençleri 7 yaşındaki bir ilkokul öğrencisi için hiç mi hiç değil. Biliyorum dünyanın türlü türlü hali var. Biliyorum çocukları mümkün olduğu kadar internetten uzak tutmak lazım. Şimdi bu durumda içinizde, aklı başında bir insanın -ebeveynin- nasıl olup da böyle birşey yapabildiğini düşünenleriniz çıkabilir.
Ama izin verirseniz açıklayabilirim, sebeplerim var: Bu blog meselesi dün akşam, Flora yeni aldığı defterine "Sihirli Top" öyküsündeki 'köprüye' kelimesini elindeki kalemle bastırarak daha koyu renkle yazmaya çalışırken aklıma geldi. Kağıt ve kalemle 'bold' yapmaya çalışıyordu resmen, sebebi de öyküye heyecan katacağını düşündüğü içinmiş. Sordum böyle dedi. Sanırım günümüz çocukları doğarken yanlarında da hazır bir teknoloji dosyası getiriyorlar, bilgilerin çoğu zaten onlarda içgüdü olarak mevcut, sadece nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Blog fikri böylece kafama girmiş oldu. Sonra üzerine bir gece düşündüm -beni tanısaydınız bu bir gecenin bile karar vermek için yeterince uzun bir zaman olduğunu bilebilirdiniz, hemen küçümsemeyiniz 1 gece dememi:)- dedim ki neden olmasın, en azından bir deneyelim.
Dediğim gibi şuursuz değilim, kendimce sebeplerim var;
Ama izin verirseniz açıklayabilirim, sebeplerim var: Bu blog meselesi dün akşam, Flora yeni aldığı defterine "Sihirli Top" öyküsündeki 'köprüye' kelimesini elindeki kalemle bastırarak daha koyu renkle yazmaya çalışırken aklıma geldi. Kağıt ve kalemle 'bold' yapmaya çalışıyordu resmen, sebebi de öyküye heyecan katacağını düşündüğü içinmiş. Sordum böyle dedi. Sanırım günümüz çocukları doğarken yanlarında da hazır bir teknoloji dosyası getiriyorlar, bilgilerin çoğu zaten onlarda içgüdü olarak mevcut, sadece nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Blog fikri böylece kafama girmiş oldu. Sonra üzerine bir gece düşündüm -beni tanısaydınız bu bir gecenin bile karar vermek için yeterince uzun bir zaman olduğunu bilebilirdiniz, hemen küçümsemeyiniz 1 gece dememi:)- dedim ki neden olmasın, en azından bir deneyelim.
Dediğim gibi şuursuz değilim, kendimce sebeplerim var;
- Bir blog'a - internette bir yerlere- yazı yazma fikri onu çok heyecanlandırdı. Başkalarının da onu okuyabileceğini, üstelik de yorum bile bırakabileceğini duyduğunda 8 takla attı. Zaten bu noktadan sonra vazgeçmem çok zordu:)
- Bunun televizyon seyretmek ya da bilgisayarda oyun oynamaktan daha faydalı bir aktivite olduğunu düşünüyorum. Kontrol edildiği sürece tabii. Blogu ben açtım, yazı yazarken hep yanında olacağım ve birlikte yayınlayacağız. Tek başına olmayacak hiç. (Hani olur da merak edenleriniz olursa diye.) Sorduğu sorular dışında yazdıklarına müdahele etmeyi ya da yanlışlarını düzeltmeyi düşünmüyorum. Daha sonradan yorum yazarak düzeltebilirim belki, hatta belki siz varken bunu benim yapmama bile gerek kalmaz zamanla:) Yazı ilk yazıldığı şekliyle kalsın istiyorum, yani en güzel şekliyle...
- Yazdıklarını toparlayamıyorum artık, her biri başka başka kağıtlarda ve defterlerde oraya buraya buraya saçılmış olarak duruyor, çoğunu da beğenmeyip yırtıyor. Biriktirmeye kalktım, elimde şimdiden 8 ayrı defter, 4 bloknot ve binlerce kağıt var - biraz abartıyorum kabul ama sadece biraz-. İşte şimdi burada bunları derli toplu bir şekilde tutmak mümkün. Silmesini engellemek de mümkün; çünkü genellikle yazısını beğenmediği için siliyor ya da yırtıyor o yazdıklarını.
- İlerisi için güzel bir anı olacağını düşünüyorum.
- Hayır, ona bunu zorla yaptırıp kendi yazar olma hayallerimi onun üzerinden gerçekleştirmeye çalışmıyorum:) İsterseniz ona da sorabilirsiniz. (Kendimin de yazar olacağı hayalinden hala vazgeçmiş değilim üstelik -bkz. ön bilgi ne kadar uzadı...)
Bir de eğer olur da yorum bırakmak isterseniz ve de blogger'sanız lütfen blogger isminizle değil de -çünkü daha link'leri anlatmadım, uzun bir süre daha da anlatmayı düşünmüyorum:), sizi tanıyıp bilebileceği bir isimle yorum bırakın.
Artık ben aradan çekiliyorum,
:)
Flora'nın annesi...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)